Yarının Servisleri - Sayısal Verinin Muhafazası

Her geçen gün kişi başına üretilen sayısal içerik miktarı (Sayısal fotoğraflar, alınıp gönderilen her türlü sayısal mesaj [E-Posta, Instant Messaging, SMS...], arşivlenen web sayfaları ve diğer elektronik dokümanlar, blog’lara yazılan makaleler gibi...) artmaktadır.

Ancak üretilen bu verilerin yedeklenmesi için kullanıcı tarafında yeterli bilincin oluşup oluşmadığı tartışmalıdır. PC veya mobil Bilgi Cihazlarındaki[1] arızalar veya cihaz kayıpları bu kıymetli verilerin geri dönüşümü olmayacak şekilde kaybolmasına neden olmaktadır. On yıl öncesi ile karşılaştırıldığında sıfırlanmadan bir bilgi cihazının, Ortalama İşletim Süresi[2] oldukça artmıştır ancak depolanan kişisel veri miktarı da aynı ölçüde artış göstermiştir. Bir bilgi cihazının bir donanım ya da yazılım sorunundan ötürü kullanılamaz hale gelmesini takiben yeniden kullanılabilir hale getirilmesi sırasında iş kaybının asgariye indirilmesi için acele edilmesi çoğunlukla kullanıcı verisinin kaybolmasıyla sonuçlanmaktadır. Bireylerin çoğunlukla yedekleme konusunda alışkanlıkları yeterli olmadığı gibi kurumların veri yedekleme politikalarında açıklar (Yedekleme politikaları genellikle sunucuları kapsamaktadır) bulunmaktadır.

İşletim sistemi bazından uygulama programları ve kullanıcı verisi arasında bir standart ara yüz katmanı bulunmayışı, tek adımda ve tek bir konumdan tüm kullanıcı verisinin yedeklenmesini zorlaştırmaktadır. Böyle bir ara yüz katmanının yaygınlaşması kullanıcının hareket yeteneğini (Mobilitesini) önemli ölçüde artıracaktır. Göçebe bir kullanıcı merkezi bir depolama ortamındaki verilerine, ağa hangi sistemden bağlanırsa bağlansın, ulaşabilecektir.

Günümüzde sayısal veri depolayan cihazların türleri de artmaktadır. Sayısal güvenlik sistemleri, kameralar, TV kaydediciler hatta sayısal fotoğraf çerçeveleri bunlara örnek gösterilebilir. Yüksek hızlı kablosuz bir ağ üzerinden merkezi bir depolama alanına ulaşabilecek tüm bu cihazlar için bağımsız depolama alanlarının kullanılması anlamlı değildir.

Merkezi depolama alanı paylaşımı için en önemli üç kriter sırasıyla, güvenlik, yüksek hızlı erişim ve yüksek servis sürekliliğidir. Bir servis olarak sunulduğunda, depolama alanları için maliyet belirli bir hacme ulaşıldığında hızlı bir şekilde düşecektir (Ölçek Ekonomisi).

Bu konuda potansiyeli gören firmalar, Google Docs ve Microsoft SkyDrive gibi, emekleme aşamasında olsa da Internet kullanıcılarına çözümler sunmaya  başlamışlardır. Bu çözümler halen işletim sistemlerine doğrudan entegre değildirler. Kullanıcı verisinin çevrim içi bir ortamda bulunması, paylaşılmak istenen dosyanın kendisi yerine, bağlantısının gönderilmesi ağ kaynaklarının daha verimli olarak kullanılmasını sağlamaktadır.

Kullanıcıların veri saklama için çevrim içi ortamları kullanmaya başlamasından sonraki adım büyük olasılıkla kullanıcının aynı zamanda uygulamaları da çevrim içi olarak kullanmasıdır.

Yüksek hızlı erişim teknolojilerindeki çeşitliliğin artması (3G, 4G, WiMAX, FTTH) ve maliyetlerindeki düşüş çevrim içi depolama ve uygulama erişimini için elverişli bir ortam sağlayacaktır. Ayrıca Saklama Alanı Sağlayıcıları (Storage Area Provider) olarak adlandırabileceğimiz yeni bir servis sağlayıcı türünün de ortaya çıkabileceğini öngörebiliriz.

Copyright

Bu web sitesindeki tüm içerik için Copyright © 1995- Yasin KAPLAN. Tüm hakları saklıdır. İçeriğin kullanımı için izin istiyorsanız lütfen Yasin KAPLAN ile temasa geçiniz.

Navigasyon